Bu Blogda Ara

7 Ocak 2023 Cumartesi

DAVUL ŞAMANIN ATIDIR...

Geçmişi on binlerce yıl geriye uzanmasına ve insanlığın ilk spiritüel uygulaması olmasına rağmen, son yıllarda yeniden keşfedilirmişçesine popüler kültürün bir parçası haline gelen “Şaman” kelimesini duyduğumuzda, genellikle hayalimizde, ilkel bir kabilede gece vakti, üzerinde tüyler, kürkler, deriler ve şıngırdayan aksesuarlardan oluşan bir kıyafet ve başlık olan, elindeki davulu çalarak ateşin etrafında dolaşan ve ritüel yapan bir kişi canlanır. Fakat bu görselliğin ardında, bir esrime (trans) haline girip bilincin derin seviyelerine inen, farklı bir gerçekliğe geçerek yardımcı ruhsal varlıklarla temas içine girebilen bir insan vardır.

Dar anlamda Şamanlık, tipik olarak Sibirya ve Orta Asya’ya özgü bir olgudur. Şaman kelimesi Sibirya'daki bir Tunguz kavmi olan Evenki halkının dilinden gelmektedir. Ezoterik bilgiler ve olağanüstü spiritüel yeteneklerle yakın bir bağı olan Şaman, genellikle insan ve ruhsal dünya arasında iletişim sağlayan bir aracı olarak tanımlanır ve Şamanik kültürlerde "karanlıkta gören kişi" anlamını kazanmıştır. Eski Türkler’in Kam olarak adlandırdığı Şaman, Yakut dilinde ojun, Moğol dilinde böge gibi farklı isimlerle anılsa da, Sibirya, Orta ve Güneydoğu Asya, Afrika, Avustralya, Grönland, Orta, Kuzey ve Güney Amerika'daki kabile halkları arasında ve Laponya'daki Samiler gibi Kuzey Avrupa kültürlerinde, bakış açısı, dünya görüşü ve uygulamalarda, Şamanlıkla ilgili geniş kapsamlı genellemeler yapmamıza olanak tanıyan ortak noktalar vardır.
Eski yerli kültürlerin küçümseyici şekilde ilkel olarak nitelendirilmesi özellikle aklıma takılır. Evreni “görünen şeylerin ve görünmeyen şeylerin alemleri” olarak değerlendirip, bunları ayıran kesin bir sınır olmadığı, bütünün yarısı olarak birlikte var oldukları anlayışına sahip olmaları kilit bir önem taşıyor.

Tijen Aykut Çorbacı, yağlı boya tablo
Kişinin bir Şaman olması ve vizyon (görü) alması bir anda gerçekleşen bir şey değildir, bir takım olaylar onu bu yola yönlendirir. Örneğin yaşamını tehdit eden bir hastalık veya bir kaza sonucu ölüme yakın bir deneyim yaşamak; psikolojik bir kriz geçirmek; rüyasında bir atası veya güçlü bir spiritüel varlık tarafından ziyaret edilerek çağrı almak... Bunun neticesinde gelen bir  “aşkınlık” evresi  ve “bütün ile bir olma” tecrübesi, kişinin iç  dünyasında ve hayatında son derece köklü değişikliklere yol açar. Var oluşun ana kaynağıyla olan bu yakınlaşma hissi, çok daha engin ve derin bir yaşam anlayışı ve algısı kazanmasına sebep olur. Ve yaşanan bu vizyoner deneyimden genellikle şifa, durugörü gibi yeteneklerle geri döner. Özellikle yaşamlarını tehdit eden, ölüme yakın deneyim geçirmiş olanlarda görülen bu durum, Şamanik şifacı olma yolunda ilerleyen kişinin, başkalarının ıstıraplarına karşı da derin ve kalıcı bir empati ve şefkat deneyimlemesini sağlar. Kişiyi bir şifacı haline getiren de işte kalp merkezli bu şefkattir. Bu sebeple pek çok toplumda Şaman, “yaralı şifacı” olarak bilinir.

Tijen Aykut Çorbacı, yağlı boya tablo
Şaman özelliğini taşıyan kişi, ki bu kadın veya erkek olabilir, bu görünmeyen, saklı şeylerin alemiyle nasıl irtibat kurulacağını, nasıl giriş yapılacağını pratikler yoluyla öğrenir. Bu alana bir kez ulaşınca da yerli insanların atalar, yardımcı ruhlar olarak tanımladığı, maddesel diye nitelenen alemin dışındaki varlıklarla ve güçlerle karşılaşır.

Şaman için doğa üstü veya gerçek ötesi bir dünya yoktur. Görünen ve görünmeyen boyutlarıyla bir olan, sadece doğal dünya vardır. Şekil ve maddenin görünen, elle tutulabilen alemi ile ruh ve enerjinin görünmeyen alemi arasında derin düşünceye dalar ve meditatif haldeyken ritüeller yapar.

Tijen Aykut Çorbacı, yağlı boya tablo
Bu ritüellerle örneğin travmatik bir kayıp deneyimi yaşamış bir kişiye gücünü yeniden bulması, yaşama tutunması için yardımcı olabilir. İnsanın fiziksel ve enerjisel bedenlerinde psikolojik veya fiziki rahatsızlar şeklinde ortaya çıkan blokajların çözülmesinde süreci yönetebilir. Fiziksel, duygusal, zihinsel, spiritüel seviyede şifa verecek bütünsel anlamda çalışmalar yapabilir. Gelişmiş sezgisel uygulamalar yoluyla, erişim sağladığı öte alemden bilgiler sağlayabilir. Bazı Şamanlar, ölen kişinin ruhsal varlığına, bedensel ölümün ardından gideceği boyuta ulaşması için rehberlik etme yeteneğine de sahiptir.

İnsanlığın avcı/toplayıcı dönemindeki yerli kültürlerde avcılık insan hayatında dikkate değer bir yer kaplamaktaydı. Bu nedenle avların başarılı geçmesi için şamanlardan yardım istenirdi. Şamanik çalışmalar, kabilelerine yiyecek ve diğer kaynakları bulmak amacıyla yapılmaktaydı. Geniş ve derin farkındalık seviyelerine geçerek, eti ya da postu için avlanan hayvanın ruhu ile bağlantı kuruyorlardı. Ancak bu irtibatı sağlamak, usulü doğru uygulamakla ve buna izin sahibi olmakla ilgiliydi ve Şamanın özel alanıydı. Şamanlık özel durumlar ve uzun ve zorlu bir süreçten geçmeyi gerektirdiği için her toplumda bu seviyede olan kişi sayısı çok azdı.


Tijen Aykut Çorbacı, yağlı boya tablo
Bu noktada şu önemli konuya özellikle dikkat çekmek gerekiyor. Şamanlık çeşitli ritüel barındırsa da kendi başına bir din değildir. Şamanik uygulamaları kişisel gelişim ve şifa için hayatımıza taşıyabilir, çalışmalar için gayret gösterebiliriz. Ancak bu Şaman olarak adlandırılacağımız anlamına gelmez. Şaman olmak yıllar boyunca ağır ağır gelişim gösteren bir çalışmadır. Ve kişinin büyük bir şifacı ve vizyoner haline dönüşmesi sürecinde, kendisini şekillendiren bir çok zorlu inisiyasyondan geçmesi söz konusudur. 
Aslında yerli toplumlarda kişi kendisine zaten Şaman demez. Böyle bir tavır, kişinin gücüyle övünüp böbürlenmesi olarak görülür, ki bu büyüklenme onu kaybetmeye kadar götürür. Şaman dünyasında diplomalar ve sertifikalar yoktur, kişinin edindiği bir meslek değildir. Bu, kişiye bahşedilen bir ünvandır ve kişinin şifacı ya da kahin olarak başkalarına getirdiği hayır ve esenliğe dayalıdır.

Davul Şaman’ın atıdır, diye tabir edilir. Bu dünyadan öte dünyalara bu davulun ritmiyle gider ve döner. Şamanların en değerli ritüel objeleri, derin simgesel anlamlar barındıran davulları olmuştur. Vurmalı çalgıların ve tamtam seslerindeki ritmin vizyon (görü) deneyimine geçiş aşamasında beyin üzerinde etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Bunu beyin dalgalarımızın seviyelerini anlatarak açıklayabiliriz.
➰Delta dalgaları: saniyede 1-4 Hertz, uyku ve rüya durumunda...

➰Alfa dalgaları: saniyede 8-12 Hertz, uykudan yeni uyandığımız veya uykuya geçiş anlarında, uyanık ve farkında olduğumuz, ama belli bir şey yapmadığımız bir dinlenme hali. Nefes seansları ve meditasyon sırasında olduğu gibi...

➰Beta dalgaları: saniyede 12-25 Hertz, yaşadığımız dünyaya ilişkin aktif düşünme, öğrenme, ilgilenme, odaklanma  

Beynimizin analitik olan sol yarım küresi, günlük hayatımızda daha çok beta dalgaları ile işlev görürken, genellikle bizim duygusal ve sezgisel işlevlerimizi yürüten sağ beyin ise alfa dalgalarında kalır. Biz de genellikle beynin bu iki küresi arasında gidip gelir, yön değiştiririz. Alfa seviyesinin altında ve uykunun delta seviyesinin üzerinde, genellikle tetha dalga boyu seviyesi olarak adlandırılan bir ara bölge mevcuttur; beyin bu alanda 4-8 Hz. aralığında dalga yayar. Bu, farklı bilinç hallerindeyken Zen üstatlarında, transandantal meditatörlerde, psişikler, trans medyumlar ve şamanlarda tespit edilmiş, son derece derin, tefekkür halini andıran, rüya benzeri bir haldir.

Bilincin bu vizyoner seviyesine geçişte davul, tef, çıngırak ve benzeri vurmalı çalgı ritimlerinin büyük katkısı vardır. Saniyede dört ile yedi kere arasında vurulan davulların tek düze sesini ya da sallanan bir çıngırağın tınısını dinlerken beynin her iki yarım küresi de bu ritme kapılır. Karşılık olarak beynin her iki yarım küresi senkronize olur, yavaşlar ve 4 ila 6 Hz. arasında dalga yaymaya başlarlar; bu da kişinin, hafif bir transın tetha seviyesine geçmesine olanak sağlar. 

Avcı/toplayıcı dönemde insanların  mağara duvarlarına el izlerini aktararak, av sahnelerini, toplumsal yapılarına dair çizimleri işleyerek, geleceğe kendilerinden izler bırakmasını andıran şekilde, davul üzerine işlenen resimler de, tıpkı  mağara duvarına çizilen sanatın ilk örnekleri gibi saf ve yaratıcılığın en yalın hali gibidir.

Şamanın davuluna çizdiği her bir sembol kendi iç dünyasını ifade eden unsurlar taşırken, atalarından gelen sözlü ve görsel hikayeleri de içerir. Böylece şamanın davul üzerinde oluşturduğu sembolizm, atalarından geleceğe doğru gelişerek devam eder. Her Şamanın özgün kişisel tecrübeleri olmasından dolayı, davulundaki sembolizm de kendine özeldir.


Şamanın davul ile bu kadar sıkı ilişki kurması ve ona hayati önem vermesi, davulun yapım aşamasında ağacın seçilmesinden başlar. Yapılacak davul sıradan bir müzik aleti değildir. Şamanın karakterini yansıtan bir ağaçtan, belirli işaretlerin ve yaşanmışlıkların karşılığı olarak şekillendirildiği söylenebilir. Mircea Eliade, Şamanizm adlı kitabında, Şamanın rüyalarında evren ağacının bulunduğu mekanlara ruhani yolculuklar yaptığından bahsederken,“davulunun kasnağını bu ağaçtan Yüce Varlığın bu iş için özel olarak düşürdüğü bir daldan yapar.” şeklinde anlatır. Şaman davulunun kasnağı, Şamanlıkta hayatı ve ölümsüzlüğü simgeleyen, aşağı, orta ve yukarı dünyaları birleştiren hayat ağacını temsil eden bir ağacın davul için özel bir dalından yapılır. Bu simgenin anlamı, dünyanın merkezinde yer alan eksenin aracılığıyla, gök ile yer arasında kurulan iletişimdir. Bu kasnağın, kutsal ağaç olarak kabul edilen kayın ya da sedir ağacından, temiz ve sağlam olmasına dikkat edilerek yapıldığı ve bu ana gövdenin hiç bir zaman değiştirilemediği düşünüldüğünde, ağacın kutsallığına bir kez daha vurgu yapıldığı görülmektedir. Aynı şekilde davulun iç taraftaki sapı da bu ağaçlardan yapılır.

Davulun yüzeyini teşkil eden derinin alınacağı hayvan da gelişigüzel seçilemez. Bu seçimin av kültleri ile ilişkisi olduğuna inanan araştırmacılar en çok geyik ya da dağ keçisinin derisinin kullanıldığını söylerler. Davul yapıldıktan sonra üzerine simgesel anlamı olan resimler yapılır. 

Davul yüzeyi kozmik alemi yansıtır. 
Davul yatay ve dikey bir hatla bölünmüştür. 
Bu hatlar, dört ana yöne işaret edebileceği gibi, 
dünyayı gök ve yer olmak üzere iki parçaya da böler. 
Yatay hat kiriştir ve üzerinde çelik ya da 
çıngırak olduğu düşünülen resimler vardır.

Topluluklara göre farklılıklar gösterse de genel anlamıyla davul üzerinde yer alan bu sembollerin gökyüzü, yer ve yeraltı diye sınıflandırılacak bir evren tasarımını içerdiği söylenebilir. Davulun üzerindeki resimler, yer ve gökte yer alan varlıklara aittir. Yukarıya doğru sağda ay, solda güneş ve bunların ortalarında yıldızlar ile kuş, geyik, ağaç şekilleri vardır. Davulun dış kısmında güneş, ay, yıldız, kartal, kuş, yılan, kurbağa, geyik, at, ağaç  gibi tasvirlerin yaygın olarak görüldüğü söylenebilir.

Genel bir ifadeyle davulun üzerinde gökyüzü unsurları ve Gök-Tanrı’ya ulaşma ve yükselme semboliği olarak yer alan güneş ay ve yıldızlar, Şamanın gökyüzü yolculuğunda karanlığı aydınlatma, güneş ana ve ay babanın koruyucu ruhlarından yardım alma ve Gök-Tanrı’ya ulaşma işlevini yerine getiren işlevsel sembollerdir. Geyik, at, koç gibi hayvanlar av törenlerinde avın bereketi, kurban törenlerinde kurbanın kendisi ve yine Şamanın yolculuğu sırasında ona yardımcı olan, kılık değiştirme işlemini gerçekleştirdiği ve yardımcı ruh, koruyucu ruh, erk hayvanı olarak ele alınabilecek işlevsel sembollerdir. Hayat-Evren-Kayın ağacı isimleriyle adlandırılan ağaç çizimleri ise, Şamanın GökTanrı makamına ulaşmak için bir basamak işlevi gören sembollerdir.

Yer-gök-yeraltı unsurları, erk hayvanı, yardımcı ve koruyucu ruhlar, güneş, ay ve yıldızlar, kayın ağacı ve tabiat ruhlarına ait sembollerin tamamı hem davulun hem de elbisenin üstündedir. Böylece Şamanın ritüellerde yapması gereken görevler için kıyafet ve davulu tamamen işlevsel sembollerle donatılmıştır.

💙

Yazıda yer alan görseller: 

➰yağlı boya tablolar Tijen Aykut Çorbacı'nın eserleridir, yazımla beraber paylaşmama izin verdiği için teşekkür ederim...

➰seramik kolyeler, Meri1331 markamın Şifacı koleksiyonundandır.

detaylı bilgi için :  https://meri1331.com/kategori/sifaci-koleksiyonu

KAYNAKÇA:

➰Mircea Eliade, Şamanizm

➰Sandra Ingerman & Hank Wesselman, Ruhsal Dünyaya Uyanış, Doğrudan Bilgiye Giden Şamanik Yol



17 yorum:

  1. Tebrikler harika aydinlatıcı bir yazı olmuş gerçekten.

    YanıtlaSil
  2. Açıklamalar özenle derlenmiş ve iletilmiş. Büyük bir sabır ve emekle işlenmiş konu. Görseller muhteşem. Emeğine ve ruhuna sağlık arkadaşım

    YanıtlaSil
  3. Su gibi bir yazı, eline sağlık İremcim 💙👏👏🍀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :) mümkün olduğunca anlaşılır bir sadelikte derleyerek yazmaya çalıştım...

      Sil
  4. Berrin Demiray7 Ocak 2023 19:59


    Anlaşılır, akıcı, emek verilmiş bir yazı. Tebrik ederim. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  5. Ellerine sağlık. Sanki bu dünyada kütüphaneye girmiş kedi gibiyiz.

    YanıtlaSil
  6. Canım Kızım ..Eline emeğine sağlık ...Yaşam ..gizemler ile dolu ...çözmek kolay değil ...yaşayıp hissediyorsun ...Kalbin hep mutluluk ile dolsun ...sevgiler ...♥️🎶♥️♥️♥️♥️♥️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ediyorum, beğenmenize sevindim 🙏❤️

      Sil
  7. SEZİN ARCA ...♥️🎶♥️♥️♥️♥️♥️

    YanıtlaSil

  8. Sonnenschein Iremcim çok keyifle okudum.
    Şaman kelimesinden mi bilmiyorum bu eski şifa bilgisiyle temas korkum var. Cok aydinltatici bir yolculuk gibi okudum ve görüyorum ki bilimsel yöntemlerle analiz etmeyi ve deşifre etmeye başlanmış.
    Manolya



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Manolyacım çok teşekkür ederim, gelen yorumların bana mail olarak iletilmediğini şimdi fark ettim, geç cevaplıyorum, kusura bakma... duyduğun tedirginlik belki de bu konunun aşırı gizem içerikli olarak sunulmasından dolayıdır. çünkü bilinmezlik korku yaratır ve korkan insanı manipüle etmek kolaydır. sen içgüdüsel olarak kendini korumuşsun. ben de internette ilk karşılaştığım bilgilerin bu tarz belirsizlikler içerdiğini fark ettiğim için, daha açık ve net şekilde bir derleme yapmak istedim. beğendiğine çok sevindim💜🙏☀️

      Sil
  9. Türkiye'de bu tür ayinler (toplantı) var mıdır.. Konuyla ilgili varsa, hangi illerde, hangi günler yapılır.. Bir de isteyen katılabilir mi.. Lütfen bilgi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, yazılan yorumları blogger bana mail olarak iletmediği için ancak şimdi gördüm, gerçekten üzgünüm, ilginize teşekkür ediyorum. Ayin veya toplantı olarak bilemiyorum, ancak şamanik şifa çalışmaları yapıldığını duydum. Mail adresim iremcanitez@yahoo.com , buradan bana ulaşır mısınız lütfen. Ben de o arada daha önce gördüğüm çalışma duyurularına bakayım, haberleşelim. Bu arada yorumunuz "Adsız" olarak gelmiş, mailinizde kim olduğunuzu belirtirseniz çok sevinirim. Selamlar...

      Sil