Bu Blogda Ara

22 Ocak 2013 Salı

Yeşim...


2012 ilkbaharının çok tatlı bir gününde Mira'da yogadaydık.
Sonrasında Hatice Hocamızın yaptığı yoga çayını içmiş,
yine harika sohbetler etmiş, dağılmak üzereydik...
Yeşim birden dedi ki: "Aaa bakın size ne göstereceğim!"
Ve telefonunda biraz aradıktan sonra bulduğu videoyu bizlerle paylaştı.
Telefonunu yere koymuştu...
Bizler videonun güzelliği karşısında büyülenmiş,
ilkbaharın mis gibi çiçeklerinin etrafındaki bal arıları gibi telefonun tepesine toplanmıştık...
Yeşim, o çok beğendiği şarkının ve videonun bizi de böylesine etkilemiş olmasından büyük keyif almıştı...
Paul McCartney'nin 2012 albümü Kisses on the Bottom'dan MyValentine...

Yaklaşık aynı zamanlarda çok sıcak bir gün...
Yine yoga sonrası...
Bu defa yer Suadiye sahil...
Birlikte kaç kez gittiğimizi saymadığım kumsaldaki cafedeyiz...
O gün kızlarının küçüğü Alara da var...
Konu yine müzikten açılmış.
Ben Lana Del Rey'in Video Games parçasının mixinden bahsediyorum...
ve Axl Rose'dan...
ve temmuzda gideceğim konserinden...
Yine telefonda buluyor şarkıyı,hemen dinletmeye başlıyor...

Nedense aklıma önce bunlar geldi yazmaya kalktığımda.
İlk tanışmamızsa şöyleydi...
Yogaya haftada iki gün gelmeye yeni başlamıştım.
O gün başlama saatine doğru grup yavaş yavaş Mira'da toplanıyordu ki o geldi...
Güçlü enerjisiyle...
Ve başına gelenleri anlatmaya başladı.
Galatasaray'ın Ali Sami Yen Stadyumu 'ndaki son maçına gitmişler kızlarıyla...
Çevresinde olanları, kendi izlenimlerini ve kızlarının ayrı ayrı tepkilerinden neler hissettiğini anlattı...
Nasıl bir gözlem,analiz ve sentez...

İçimden dedim, Yeşim kimsin sen...



İlerleyen zamanlarda birbirimizle zaman geçirdikçe ortaya çıkan, yetişme çağımızda aldığımız Alman terbiyesinin hayatımızdaki etkileri...
O yaşça benden biraz daha büyük...
Ve kızları da oğlumdan, ki bu tecrübeyi katmerliyor...
Bulunduğum yoldan daha önce geçmiş...
Benim hiiç farkında olmayarak yaptığım şeylerdeki bu "Alman etkisini" öyle güzel yakalıyor ve saptamasını yapıyor ki...
Bir süre sonra, kendiliğimden onca canım arkadaşım içinde direkt ona sorar oluyorum,
yaa Yeşim,baksana Allahaşkına,bu benim almanlığımdan mı yine, diye...
Ne çok gülüyoruz buna beraber ve o ne güzel özetliyor durumları...

Şimdi neden anlatıyorum bunları...
2010 sonbaharından bu yana, yazlar ve bazı zorunlu ayrılıklar dışında, haftada iki gün gördüğüm...
yoga sonrası çook sohbet ettiğim...
birbirimizin detaylarını bilmeden nokta vuruşu tespitler yapan...
ve daha bir sürü şeyini yazmak isteyip de şu an elimin varmadığı bu tatlı varlığı,
bu sabah bilmediğim bir saatte sonsuzluğa uğurluyormuşuz, haberimiz yokmuş...

Sabah 10'a doğru grubumuzun aşk şairi arkadaşım Hatice Kara aradı ve haber verdi...
Ekim ayından bu yana, aynı yerde evleri yan yana...
Onun Yeşim'e yakın oturması ne kadar da iyi olmuştu...

Buraya kadar geldim de, şimdi nasıl bağlayacağım, düşünüyorum...

Mira'da her salı toplandığımız saatte buluştuk yine...
Hepimiz bir gariban, gözler sulu...
Kimsenin yogaya konsantre olası yok gibi...
Ama ama orası bizim Yeşim'imizle buluşma yerimiz...
Birlikte en çok yaptığımız şey yoga...
Hatice Hoca'nın yumuşak sesiyle yaptığımız her asanada sanki onunla...

Yeşim...
Fotoğrafları hep sen çekmek istedin, ama ben hep ve en çok seninle olduğumuz kareleri sevdim...
Dalaman havaalanında burnumuza gelen misss gibi yasemin kokusunun aslında portakal çiçeği olduğunu, ikisinin birbirine ne çok benzediğini senden öğrendim...
İlkbaharlarda sana kahvaltıya gelmek ne büyük keyifti...
Bahçende çimenlerin üzerinde yoga yapmak, alabildiğine şımarmak...
Sofrayı birlikte toplamak ve mutfakta kahve yapmak...
Son seferinde moralim yerlerde sürünürken, beni kapıda gördüğün anda, "anladım ben seni, ne kadar çok yüklenmişsin kendine" diyerek beni içeri alman,
ve tek kelime etmeden, neden sebep olduğunu bile bilmediğin yaralarımı üfleyerek sarman günboyu...
Türlü çeşit bir sürü konuyu, kendine has tonlamaların ve jestlerinle anlatmanı dinlemek ve bir yandan da izlemek ne güzeldi...


En son Hatice'deki buluşmamızda yaptığı pofuduk kocaman pastayı senin doğumgünü pastan olarak kesmemiz...

Hani aslında yazındı senin doğumgünün ve Hatice Hoca ile buluşmuştunuz siz
ve ben de ne çok gıpta etmiştim...
Ne güzel bir gün olmuştu...





Yunusları takabildin mi hiç bilmiyorum...
Yunuslar hep yanında olsun canım, sana eşlik etsinler...
Yolun açık olsun Yeşimim...



♥ 

Let love rule...








Yeşim Arıkan