Bu Blogda Ara

22 Eylül 2020 Salı

21 EYLÜL... SONBAHAR EKİNOKSU... 🍁🌿🍂

Havanın kararma saatinin yavaş yavaş erkene gelmeye başladığı günlerde, annem akşamüzeri mutfakta

yemek yaparken, kısık sesle çalan radyoya kulak verdiğim, 70lerin sonbaharları…

Efektör Korkmaz Çakar’lı radyo tiyatrolarının, TRT Ankara Radyosu’nun Yekta Kopan/Yeşim Kopan seslendirmeli çocuk saati programlarının kaçırılmadan dinlendiği çocukluk yıllarım…

O yıllarda çaldığı parçaların arasında alışılmışın dışında cümleleriyle dikkatimi çeken güzel sesli bir adam, Sezen Cumhur Önal…

“Ne zaman sonbahar yaprakları dökülmeye başlasa, seni her zamankinden daha fazla özlerim sevgilim… Eski sonbaharlardan kalan bir şarkı var şimdi, Brothers Four dörtlüsü mikrofonlarımızda… Bu hatıralarda kalan şarkıyı birlikte dinleyelim… Green Fields…”

“Yaz güneşinin yerini sonbaharın ılık esintisine bıraktığı şu günlerde, bizim zamanımız doldu ama şarkılar devam edecek, aşklar da tabi... insanlar yaşadıkça... Allahaısmarladık sevgili dinleyiciler


Greenfields annemin 60ların başında, bir arkadaş toplantısında, evlerine gittikleri arkadaşlarının komşusu olan Behçet Kemal Çağlar’ın karşısında söylediği şarkı…

You can't be happy until you bring it home,

Home to the greenfields and me once again.

Hatta şarkının bitimindeki sözlere istinaden Çağlar’ın “once again” diyerek tekrar söylemesini istediği…

Çocukluğun geçen binyılda kaldığı corona günlerinde, yine bir eylül sabahı Saatli Maarif Takvimi’nin yaprağında ona rastlamak…

Tesadüf mü?! Hiç sanmam :)

💜

Her ne kadar çocukluk yıllarının sonbaharları, insana uzak zamanlar gibi görünse de, sonbaharın ve daha geniş anlamıyla mevsimlerin insanlar üzerindeki etkileri bundan çok çok daha eski zamanlara, insanların doğa ile olan bağlantısının çok güçlü olduğu, pagan toplulukların olduğu zamanlara dayanıyor.

“Paganizm, Doğa ile olan bu bağlantısını ilk insan topluluklarıyla beraber kurmuştur.M.Ö.100.000 civarında ölüsünü gömebilen Neandrethal insanı Doğa ile insan arasındaki ilişkiyi keşfetmiştir. Bu bağlamda paganizmin tarihi tam olarak insanlık tarihi kadar eskidir.”

“Öncelikle belirtmek gerekir ki, bir pagan için zaman doğrusal olarak akmamaktadır. Pagan için zaman döngüseldir. Gece ve gündüzün ya da mevsimlerin birbirlerini belli bir döngüsellik içinde takip ettiği gibi, zaman da döngüseldir.” (Erhan Altunay, Paganizm, Kadim Bilgeliğe Giriş)

6 aydır Youtube'da her pazar akşamı yaptığımız canlı derslerimizin ilkinde, mitolojinin kökenindeki en önemli şeyin insanın yaşamını sürdürme çabası olduğunu öğrenmiştik. Barınmak, üremek, karnını doyurmak… Bununla bağlantılı olarak tarım, gece-gündüz döngüsünü, mevsimlerin döngüsü, mevsimleri izlemek, gökyüzünün mevsimlere göre değişen konumunu takip etmek… Ve ben bu döngüye nasıl dahil olurum, nasıl katkı yaparım sorularını sormak…

Ritüel insanın bu akışa yaptığı katkıdır; kendi bildiği, uydurduğu yöntemlerle, doğadaki olayları taklit ederek, yeniden canlandırarak döngüsel zamanın içinde olmak gayretidir. Bunun temelinde de bir zamanlar bir tanrı ya da tanrısal bir varlık tarafından yapılan bir eylemin tekrarlanması vardır. Bunlar toplumların hafızalarının sözlü kültür aracılığyla nesilden nesile aktarılması ile dramalaştırılmış ve bu dramanın zamanla mitlere dönüşmesi sayesinde bugünlere dek ulaşabilmiştir.

“ Kış soğuktur, günler kısadır, karanlıktır, yiyecdek yoktur, ekinler ürün vermez. İlkbahar yaklaşan aydınlık ve sıcak günleri müjdeler. Ekinler yeşermeye başlar. Yaz ile birlikte sıcak günler gelir, ekinlerin ürünleri toplanır. Kış hazırlıklarına başlanmalıdır. Yazın hemen ardından gelen sonbahar bunu hatırlatır. Karanlıklar yeniden gelecek, döngü her zaman işleyecektir.

Bu döngüsel zaman ile uyumlaşmak bir paganın ana amacıdır. Bu nedenle pagan bayramları da, pagan pratiği içinde çok önemli bir yer tutmaktadır.” (Erhan Altunay, Paganizm, Kadim Bilgeliğe Giriş)

Günümüz Paganizmi önemli günlerini Wicca’dan almıştır. Bu günler Ay döngüleri, mevsimsel döngüler ve Kelt bayramlarıyla ilgilidir.

Kelt, 

💜

Ekinoks kelimesinin kökeni Latince aequinoctium (aequi- “eşit” ve -noct “gece”) kelimesine dayanır

23 Eylül durumu: Kuzey ve Güney Yarım Küre, Güneş ışınları öğle vakti Ekvator’a 90°'lik açı ile düşer. Gölge boyu Ekvator’da sıfırdır. Güneş ışınları bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’ye dik düşmeye başlar. Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’de gündüzler, gecelerden uzun olmaya başlar. Kuzey Yarım Küre’de ise tam tersi olur. Bu tarih Güney Yarım Küre’de İlkbahar, Kuzey Yarım Küre’de Sonbahar başlangıcıdır. Aydınlanma çemberi kutup noktalarına teğet geçer. Bu tarihte Güneş her iki kutup noktasında da görülür. Dünya’da gece ve gündüz birbirine eşit olur. Bu tarih Kuzey Kutup Noktası’nda altı aylık gecenin, Güney Kutup Noktası’nda ise altı aylık gündüzün başlangıcıdır.

21-27 Eylül haftası, sonbahar ekinoksunu da içeren Mabon bayramının kutladığı günleri kapsar.

“Artık sonbaharın geldiğini belirtir. Gece ve gündüz eşitlenmiştir ve bundan sonra gün kısalmaya, karanlık yaklaşmaya başlamaktadır. Mabon aynı zamanda son hasadı ve kış hazırlıklarını da temsil eder.

Mabon gecenin hakimiyetinin artacağını bildirmesine rağmen, korku ve yasla değil sevinçle kutlanan bir bayramdır; çünkü yeni bir döneme hazırlıktır. Artık hasat zamanı geçmiştir ve dinlenme zamanı gelmiştir. Tanrıça’ya şükranların sunulduğu bir dönemdir. Ayrıca çetin geçecek kış için de düşünme vaktidir. Sembolik olarak bahar ekinoksunda olduğu gibi eşitliği bildirir."

Druid'ler bu kutlamaya Mea'n Fo'mhair derler ve ağaçların olduğu toprağa şarap dökerek Ormanların Tanrısı Yeşil Adam'ı onurlandırırlar. Elma şarabı, şaraplar, otlar ve gübre onurlandırmak için uygun görülen materyallerdir. Wicca'lar, annelikten yaşlılığa ulaşan Tanrıça'yı kutsar ve onunla beraber ölüme ve yeniden doğuşa hazırlanır. 

 
Bu kutlama sırasında Altar’ın üzerinde tahıl destesi ve sonbahara ait motifler bulunabileceği gibi şarap da olmalıdır. (Altar kutlama sırasında sembolik olarak bulunması gereken objelerin durduğu yerdir. Bir bakıma tapınak gibi de düşünlebilir. Latincede yüksek anlamına gelen “altus” sözcüğüyle ilgilidir.)

Altar’da şarap olmalıdır, çünkü bu dönem aynı zamanda bağbozumunu izleyen şarap dönemidir. Mumların rengi artık sarıya dönmüştür. Ayrıca kestane, meşe palamudu gibi sonbaharı simgeleyen doğal nesneler de Altar’a yerleştirilebilir. Bu ritüelde de tipik açılış yapılır ve Tanrı’yla Tanrıça çağrılır, günü karakterine uygun konuşmalar yapılır.

Bayramın anlamına uygun yakarış şu şekildedir:

“Ô Tanrıça

Ô Tanrı’m

Karanlıklara yaklaşırken

İçimiz güven dolu

Ambarımız tam

Bolluk ve bereketimiz sonsuz

Işığımız içimizde

Artık korkular yenildi

Çaresizlikler yok edildi

Ô Tanrıça

Ölümsüz Anne

Yaşayan her varlığın annesi

Ô Tanrı’m

Ölümsüz Baba

Yaşayan her varlığın babası

Işığınızla beni kutsayın

Dilerim ki öyle olsun…”


Tören biterken, Altar’daki meyvelerin -özellikle nar- bir bölümünü Doğa’ya bıraktıktan sonra yemek ve Altar'daki şarabı toprağa sunduktan sonra içmek uygun olur.

Mabon aktiviteleri: Şarap yapmak, kurumuş otları, bitkileri ve tohumları toplamak, ağaçlık alanda yürümek, ekin alanlarına gübre serpmek, ağaçların bulunduğu topraklara sunu içecekleri dökmek, defin alanlarını, ölenleri anmak adına yapraklarla, meşe palamutları ve kozalaklarla donatmak.

Tanrıçalar: Modron, Morgan, Epona, Persephone, Pamona ve İlham Perileri. 

Tanrılar: Mabon, Thoth, Thor, Hermes, ve Yeşil Adam.



Sembolleri: Şarap, sukabağı, çam kozalakları, meşe palamutları, tahıllar, kısır, elma, nar, sarmaşıklar, kurutulmuş tohumlar ve Bereket Boynuzu

Yiyecekleri: Ekmek, fındık, elma, nar ve patates, havuç ve soğan gibi sebzeler.


Sonbahar ekinoks gelenek ve ritüelleri:

Yunan Mitolojisi: Eski Yunanlılara göre, Eylül ekinoksu tanrıça Persephone’nin yer altı dünyasının karanlığına döndüğüne ve kocası Hades ile yeniden bir araya geldiğine işarettir.

Çin Hasat Ayı Festivali: Sonbahar ekinoksuna en yakın olan dolunay Hasat Ayı olarak da adlandırılır. Çinliler yüzyıllar önce, Shang hanedanlığı döneminde Hasat Ayı’nda sonbahar hasadı kutlamalarına başlardı. Antik Çinliler, başarılı geçen pirinç ve buğday hasadını kutlardı ve aya adaklar sunardı.

Çin ve Vietnam halkları hala Hasat Ayı veya Sonbahar Ortası Festivali’ni kutlar. Sonbahar Ortası Festivali sırasında fenerler sokakları süsler, aileler ve arkadaşlar bir araya gelerek şükranlarını sunar, yemeklerini paylaşır ve ayı seyretmek için toplanırlar. Ayçöreği olarak adlandırılan yuvarlak hamur işleri, o dönemde tercih edilen yiyeceklerdir.

Japon Higan: Higan, bazı Japon Budistlerin kutladığı bir tatildir. Sonbahar ve ilkbahar ekinokslarında yılda iki kez gerçekleşir.

Higan döneminde, Japon Budistleri atalarına saygılarını göstermek için memleketlerine geri dönerler. Higan “Sanzu Nehrinin diğer kıyısından” anlamına gelir. Budist gelenekte, efsanevi Sanzu Nehri’ni geçmek, öbür dünyaya geçmek anlamına gelir.

Büyük Britanya’da Hasat Festivalleri: Britanya Adaları halkları, pagan dönemlerden beri hasat festivallerinde şükran kutlamaları yaptılar. Geleneksel olarak hasat festivalleri, Hasat Ayı’na en yakın Pazar günü kutlanırdı.
İlk İngiliz göçmenler, hasat festivali geleneğini Amerika’ya taşıdılar. Bir zamanlar ekinoks döneminde kutlanan bu geleneksel festivaller, şimdi Kasım ayında kutlanan Amerikan Şükran Günü’nün temelini oluşturdu.

Fransız Cumhuriyet Takvimi: Fransız Devrimi sırasında, Fransız hükümeti yeni bir yıllık takvim oluşturdu ve kullandı.

Her yeni yıl, sonbahar ekinoksunun gece yarısında başlıyordu. Dinsel ya da mutlakiyetçi takvimden kurtulmak için yapılan bu devrimci girişimde, her aya doğal bir elementin adı verilmişti.

Fransızlar bu takvimi 1793’ten 1806’da Napolyon Bonaparte’ın kaldırmasına kadar kullandılar.

Kuzey ışıkları görüntüleri
Kuzey kutbunda sonbahar ekinoksu, aurora borealis veya kuzey ışıklarının en iyi görüntülerinin oluştuğu dönemdir.

Gökyüzünde oluşan parlak renkli ışıklar, güneşten fırlayıp gelen yüklü parçacıkların dünyanın atmosferinde ışık saçmasıyla meydana gelir. Bu ışıklar, sonbahar ve ilkbahar ekinoksunda zirveye ulaşır. Bunun nedeni, Dünya’nın atmosferindeki jeomanyetik fırtınalar olarak bilinen olayların ekinoks zamanlarında en güçlü olmasıdır. 

                                                                              💜

Yazımı sözleri Sezen Cumhur Önal imzası taşıyan bir Berkant şarkısı ile bitireyim...

Buradan tıklayıp dinleyebilirsiniz:  Berkant... Sonbahar...

bir sonbahar
yoluna dökülecek sarı yapraklar
gönlümde saklı kalan son hatıralar

bir sonbahar
ilk yağmur hasretin getirdiği şarkı
her damlasında senin yokluğun saklı

çıkarsan karşıma sen yıllarca sonra
senle doluyum yine unutma
bilirim gözlerini sen saklasan da
beni yaşarsın hep başka kollarda

bir sonbahar
rüzgarlar getirecek kalbimi sana
benimsin sonbaharda sen yaşadıkça
bekliyorum..
bekliyorum...

 

💜


   Let love rule...

 

KAYNAKÇA:

* Erhan Altunay, Paganizm, Kadim Bilgeliğe Giriş

* Erhan Altunay, Kadim Cadılık Öğretisi

* https://wicca.com/pagan-holidays/mabon.html

* https://bilimvegelecek.com.tr/index.php/2018/09/23/sonbahar-ekinoksu/

 (Kaynağın kaynağı: “Fall Equinox”, History.com maddesi, s.g.t: 21 Ağustos 2017)