Bu Blogda Ara

20 Şubat 2013 Çarşamba

Cemre...

Biraz gizem, biraz merak, biraz sevinç içeren bir sözcük...
Cemre...

Sanırım çocukken ilk kez anneannemden duymuştum...
Cemre düştü havaya, sonra suya, sonra toprağa...
Her yıl bu zamanlar bir heyecan...
Cemre düştü, tamam artık kar yağsa da tutmaz :)
İlkbaharın geleceğine, ağaçların kuru dallarına can yürüyeceğine inancımız, güvenimiz tam...
Ama cemre düştü, dendi mi...başka türlü bir duygu...
güzel, sıcak bir duygu...
Bu cemre muhabbetiyle birlikte, gazetelerde de minik bir yazı görülür: "cemre nedir?"
Hepimizin aklında kalmıştır ya, cemre ateş topudur, 
ilkbaharın gelişine yakın havaya,suya ve toprağa düşüp ısınmasını sağlar.
20 Şubatta havaya düşer; sonra da 7şer gün arayla suya ve toprağa...


İlk kez geçen yıl daha bir merak ettim ve detayını öğrenmek istedim.
Kış sert geçmişti ve baharın gelişi kendini cemrelerle hissettirirken
bende de unutkanlık, dalgınlık, aklı bir karış havadalık, laylaylomluk şeklinde tezahür etmişti...
aah bu 2012 :)))

Evet arkadaşlar, bu havayı,suyu ve toprağı, düşerek ısıtan 
ateş topunun sorumlusunu açıklıyorum :
İsmi İmre, yani Cemre Cini !!!

Türk ve Altay halk kültüründe, mitolojisinde ilkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükseldiği söyleniyor.
Sonra buzların üzerine düşerek onları eritiyor,
oradan da yere giriyor.
Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükseliyor.

Cemre Cini, İmre...Emire ya da Emre şeklinde de geçiyor...

Em / İm ateş ve aşk anlamlarını taşır. Ayrıca damga, hafıza gibi anlam içeriklerine de sahiptir.
İm Moğolca ve Türkçede işaret, belirti demektir.

Amra / Emre / İmre bu kökten türeyerek aşık anlamına gelir.

Amramak / Emremek / İmremek, aşık olmak'tır.

Ünlü tasavvuf ozanı Yunus Emre ve şeyhi Tapduk Emre'nin adları da bu konuda ilgi çekici bir özellik taşır.
Tasavvuftaki kor ve ateş kavramlarının mecazi anlamları vardır.
Temizlenmeyi ve yeniden doğuşu temsil eden ateş, aşk kavramının yakıcılığıyla da yakından ilgilidir.


Alman İranolojist ve İslam ve Tasavvuf araştırmacısı Annemarie Schimmel, Tasavvufun Boyutları adlı eserinde şöyle diyor:
“Aşk, insan gönlünde yanan bir ateştir; gönül ise o ateşin ocağıdır. 
Aşk ateşi, maddi unsurları yakmak suretiyle ocağı temizler, 
yani tasavvuf yolcusunu hakikatten alıkoyan aşağı, bayağı arzuları yakar, mahveder. 
O zaman insanda yeni bir doğumla, yeni bir hayat başlar. 
Zaten gönlünde aşk ateşi olmayan kişi bir ölüye benzer. 
Bir ocağın içinde ateş yanarsa işe yaradığı gibi bir gönülde de aşk varsa işe yarar. 
Hakk’ın değer verdiği bir gönül olur.”



Emire baharın gelişini temsil eder. Bulgarlarda Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki, Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenir.
Zemre ise Kumuk Türkçesinde nem, buhar gibi anlamlara gelir.
Emir de sis, duman, bulut anlamlarını taşır.

Cemreye ateş ve kor bağlamında baktığımızda, havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılan soyut ateş parçası tanımını sıkça görüyoruz.
Böylece bu unsurlar bahara hazır hale gelirler.


İlginç bir bilgi olarak Köroğlu adının Koroğlu veya Goroğlu olarak söylendiği bazı şivelerde,
ismin Kor kökünden kaynaklanması ve kahramanın gökten ışık şeklinde (veya gün ışığında) düşmesi önemlidir.

Bir başka rivayette Koroğlu’nun annesi gökten düşen bir ışıktan hamile kalır. 
Bir başka rivayette ise diri diri gömüldüğü mezarda doğum yapan bir kadının oğludur. 

♥ 

Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Türk Halk Bilimi Bölümü Sözlü Anlatımlar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M.Öcal Oğuz, 
bir makalesinde cemre olayını şöyle anlatıyor:

''Dünyada bütün halk takvimleri ortaya çıktıkları coğrafyaların ve kültürün izlerini taşır ve hepsi de döngüseldir. Aslı Arapça ve köz veya ateş anlamına gelen cemrenin İslamiyet öncesi Türk kültüründe imre şeklinde var olduğu mitoloji araştırmacıları tarafından söylenmektedir. Altay türkülerinde imre ya da imere denilen ruhun bu tarihlerde sırayla havaya, suya ve toprağa elindeki ateşi saçtığı söylenmektedir. Cemrelerden bir hafta sonra Nevruz geldiği ve Nevruz öncesinde od (ateş), su, yel ve toprak ile ilgili dört çarşambanın Azeri kültüründeki varlığı dikkate alınırsa, cemreler arasındaki ilişki bu bilgiyle pekiştirilebilir."


♥ 


Bir cemre dedik, nerelere geldik...
Herşeyin birbirine ve Bir'e bağlanmasını seviyorum...
Dünya üzerindeki yolculuğumuzu güzelleştiren
detayları seviyorum.
Çok duyduğum şeylerin beni
hiç duymadığım bilgilere taşımasını seviyorum.

Cemre hoşgeldin... 
Havayı ısıt... suyu ve toprağı unutma...


Bir de kalplerimizi ısıtacak şarkı dinleyelim o zaman...
Konuyla bağlantısı şarkıyı söyleyen kişinin isminden geliyor...Amr Diab...
Kendisi Mısırlı... ayrıca Orta Doğunun en sevilen, albümleri en çok satan şarkıcılarından biri...

Şarkının ismi Tamally Maak... daima seninle...





♥ 

let love rule...



ÖNEMLİ NOT: Bu yazıyı Deniz Karakurt'un Türk Söylence Sözlüğü kitabındaki bilgiler ile hazırladım.
Açıklamalı Ansiklopedik Mitoloji Sözlüğü'nü e-kitap olarak şu adresten bulabilirsiniz.

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/0/00/TurkSoylenceSozlugu.pdf



6 yorum:

  1. İrem; bu sefer Cemre önce benin kalbe düştü !.. Çok güzel, keyifli ve öğretici bir yazı.. Paylaştıkların için çok sağol!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tubacım, ben de yazarken öğrendim bazı detayları :)
      geçen yıl okumuştum aslında, fakat cemre dönemi sonrasıydı.
      üstelik henüz blog yazmaya başlamamıştım,
      ama gelecek sene yazarım,diye niyet ettiğimi hatırlıyorum.
      bu kadar çabuk geçeceğini düşünmemiştim...
      çabuk mu? çok da emin değilim :)))
      açıkçası cemre her yıl düşüyor,
      doğa kimseyi dinlemiyor, hükmünü sürüyor...
      mesele kalp kapakçıklarımızı aralık tutmakta belki de...
      doğanın getireceği güzelliklere...
      sen sağol Tuba'm...çok sağol...

      Sil
  2. Hoşuma gitti. Çocuğuna Cemre ismini vermek isteyen Emre bir baba : )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok güzel isim...
      sağlıklı, mutlu, aydınlık bir ömür dilerim :)

      Sil
  3. Diyarbakır temizlik şirketi Sanat Temizlik olarak sizi tebrik ederiz. İyi bir makale olmuş

    YanıtlaSil