Bu Blogda Ara

7 Şubat 2013 Perşembe

Engeller...

Yaşadığım yerde sabahları yürüyüş yaptığım parkı su yolları çevreliyor.
İçine salkımsöğütlerin eğildiği güzel bir yol.
Bakım için yakın zamanda suyu boşalttılar. Hatta bazı noktalarda içteki metal ızgaraları da çıkarmışlar...
Bahara hazırlık, temizlik, güzel bir şey...
Çalışmalar sürüyor, henüz bitmedi.
Bu yerinden çıkarılan ızgaralardan bir tanesi tam yürüdüğüm yolun üstüne konmuş. Geçen hafta pazartesi gününden beri orada duruyor. Aradan geçen 1 hafta içinde bir çalışma yapıldığını görmedim.
Üstüne basmak istemiyorum, çünkü tam ortasına basılmazsa tangırdıyor :)
Sabahın 6:30'unda duymak istenecek türden bir ses değil. Zaten tek yürüyen benim ve evlerin ışıkları da sönük, pek o saatte uyanan yok. Milleti o sesle uyandırmak istemem.
Sağında su yolu, solunda da aşağı eğimli çimenlik...
Hayır ben iki taraftan da geçmek istemiyorum.
Daha aşağıdan geçen bir başka yol daha var. Ama ben bu yolu seviyorum, daha uzun bir hat, üzerinde inişler çıkışlar var, daha hareketli.
Neticede küçük bir şey, ama can sıkıcı...
Hayır efendim, ben çekmem kenara, kim yaptıysa o düzeltsin... acaba yönetimi mi aramak lazım falan :)
Fakat yürüyüş bitip parktan ayrılınca ertesi sabaha kadar aklıma gelmiyor... sonra sabah yine aynı muhabbet.
Aradan geçmiş 1 hafta, bu sabah yine aynı yerde görünce, dedim, aaaa yeter ama...
Tuttum sola doğru kaydırdım.
Izgaranın kenara çekilmiş halinin resmidir :)
Evet tahminimden ağırdı, ilk hamlede kalkmadı yerinden. Hatta önce bir, sonra diğer ucundan azar azar kaydırarak yolu geçebileceğim kadar açtım. Çimenlik aşağı eğimli olduğundan üstüne oturmadı, zarar göreceği bir durum yok yani.
Sonra yoluma devam ederken, dedim bu kadar işte, önündeki engelden kurtuldun.
Engelin kalkması sadece oradan geçişimi değil tüm yürüyüş yolumu rahatlattı sanki. Çünkü o noktaya gelene kadar nasıl geçeceğim, farkında olmadan yol boyu aklımın bir köşesinde duruyormuş. Küçük bir şey, ama nasıl bir rahatlama...
Ve 1 hafta bu kadar basit bir şeyden kurtulmayı beklemek için ne uzun bir süre.
Yaşamda duygusal ve zihinsel özgürlük hayalleri kurarken, engelleri görebiliyor muyuz...
Bunları bilerek ya da bilmeyerek, ister kendimiz koymuş olalım, ister başkaları, ister hayat koymuş olsun...
Bazen gözümüze batacak kadar bariz, bazen sorgulamadan uysallıkla boyun eğeceğimiz kadar sessiz ve sinsice...
Akmak ve bir olmak doğamızken, birleşme yoluna ne çok engeller koymuşuz.
İncecik sırça engeller...yolu görüyorsun, ona yöneliyorsun, ama engeli aşamıyorsun, koşu bantı gibi olanca hızınla yerinde koşuyorsun...çünkü onun engel olduğunu fark etmiyorsun.
Bununla beraber nedenini de anlayamıyorsun, acı çekiyorsun.
Ya da bazen fark ediyorsun da, birisi kaldırsın diye bekliyorsun...

Kimse artık o 'birisi'...site yönetimi mi :)))))

Engelleri nasıl kaldıracağımız konusunda bilgiçlik taslayamayacağım, kişiye göre değişir durumlar.
Biri için engel niteliğindeki birşey bir başkası için mevzu bile olmayabilir.


Ama sanırım en önemli ortak payda, öncelikle başımıza gelenler için bahane aramaya bir ara vermek.
O bahaneler ki, engelleri perdeliyor...
Farketmemizin önüne geçiyor...
Halbuki bazen sadece yerdeki taşı (ya da metal ızgarayı) kaldırıp kenara koymak kadar kolay olabiliyor engeli aşmak.
Ama işte önce onun 'engel' olduğunun farkına varmak gerekiyor.
Bu şekilde üzerine projektör tutulunca çözülme yolunda adımlar da peşpeşe gelmeye başlıyor. Adeta yol önümüzde açılıyor.
Bu yola bir adım atmak, istekli olmak bütün mesele...

Yolun her aşamasında en güvenilir rehber şüphesiz "sevgi" olacaktır...
Çözümlerin, önerilerin, fikirlerin, sevgi ve dürüstlük ekseninde olması...

Bunun için blogda yazmaya başladığım ilk zamanlardan bu yana finali hep "let love rule" diyerek yaptım...

"Let love rule" Lenny Kravitz'in 19 Eylül 1989 çıkışlı aynı isimli ilk albümünün 2.parçası.
Bu motto yıllar içinde çıkardığı toplam 9 albüm boyunca hep onunla birlikteydi...

Ben hem Lenny Kravitz'i hem de bu parçayı bu kadar severken blogda yer vermek için neden bu kadar beklediğimi de bilemiyorum.
Zamanı şimdiymiş demek ki...


O zaman hem '89daki orijinal videosunu hem de 22 yıl sonra 2011'deki canlı kaydını izleyelim...




♥ 





♥ 

Let love rule...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder