Bu Blogda Ara

11 Haziran 2017 Pazar

HAYAT...

22 yaşında müzik öğretmeni...
Batman'da okulun son günü...
cümleyi tamamlamaya derman yok...

nemli serin bir gün...
internette tatil fotoğrafları...
havada uçuşan kepler, diplomalar, karneler...


süresiz olarak kapalı dünyanın en güzel garında kitaplar...

kulağımda bilmeden anladığım bir dilde türküler...
ritmin dokunduğu yürekler...



taş duvarlarda yazılar...
parmakların ucundan akan renkler...

Norveç'ten hayatımda görmediğim bir insandan gelen
"seni görmek ne güzel" mesajı...

ruh halimi hiç sorma, diyen bir insana yazılan iki satır...


suyun altında burnundan giren suyla boğulmadan yüzdüğünü gördüğün pek çok rüya...









           serin ve çokça derin sularda
yüzdükten sonra
kıyıya çıkıp hayat ağacının renkleri arasında,
nar bülbülünün lahur mavisi yumurtalarını bulan;


ağaca bağlanıp birlikte zerrelerine ayrılan, yaşamla doğayla toprakla suyla havayla bir olan... 

ve tekrar bütünleştiğinde hepsinden birbirine karışan...





babaannesinin altınlarını satarak gönderdiği paraları parçalayan, paraya gizlenmiş cinleri hapsetmek için elmaların içine saklayan, sürgünde bir dede ve ailesinin hikayesini anlatan bir yazar...

sıradan bir gün..
olağanüstü bir gün...
her an son nefesini verip
sonra ilk nefesini alarak...


minik kozalağı yerdeki su dolu delikte yıkamaya çalışan Rüzgar kadar tatlı...

hayat ağacı böyledir...
gözlerime bakınca kendini görürsün...
dönüp suya bakınca beni görürsün...

hayat...





   Let love rule...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder