Bu Blogda Ara

19 Şubat 2017 Pazar

SUADİYE SANAT ATÖLYELERİ... I.BÖLÜM...

Kadıköy Belediyesi’nin, Suadiye Mahallesi'nde bulunan 1905 yılında yapılmış, ikinci derece anıt eser olan tarihi çarşı dükkanlarını restore ederek, "Suadiye Sanat Atölyeleri"ne dönüştüreceği haberini okumuştum.
Geçtiğimiz yıl Kadıköy Belediyesi’nin çalışmalarıyla aslına uygun olarak yenilenen ve Sanat Atölyeleri olarak kullanacak olan 9 adet dükkân,  6 Kasım 2016 tarihinde açıldı.




                                                                                                                                                                Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit dönemi Maliye Bakanı Reşat Paşa, genç yaşında yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat eden kızı Suad Hanım adına, 1905 yılında, Suadiye Camii’ni inşa ettirmiş. 










Daha sonra da camiye gelir olması için 9 dükkanlık bu çarşıyı yaptırmış. Yani Suadiye semtinin ismi Suad Hanım’dan gelmektedir.










Suadiye Camii, avlusunda bulunan halka açık kütüphanesi ile de 6 yıldır ziyaretçilerine hizmet veriyor. Camiye ilgiyi artırmak amacıyla başlatılan ve yıllar içinde büyüyen kitap köşesi, başka ilçelerden de ziyaretçi çekiyor.









Bu kitap köşesi 2011 yılında mahalle sakinlerinin desteğiyle oluşturulmuş. Cami ziyaretçileri sergide teşhir edilen kitapları ücretsiz alabilirken, dileyenler de sergiye kitap bağışında bulunabiliyor.








Bağdat Caddesi’nden Suadiye Camii’ne giden yolun üzerinde, tren yolunun diğer tarafına geçmek için Feride Geçidi’ni kullandım, ismini nereden aldığını merak ettim.
İnternette, bu tren yolundan geçerken can veren Feride için yapılmış olduğu rivayetinden başka bir bilgi bulamadım.



Bu sırada kendisi de Suadiye’li olan Cüneyt Altunç’un kaleme aldığı Suadiye Suadiye adlı kitapla karşılaştım. *
Kitabında anlattığına göre, geçecek başka yol olmadığı için, bu noktada tren yolu üzerinden Suadiye’nin üst tarafına geçmek isteyen pek çok yaya, tren altında kalmış. 60lı yıllarda Suadiye muhtarı Hilmi Öztan alt geçit konusunda başvurmak için birçok kez Ankara’ya gitmiş. Büyük uğraşların sonucunda, kendisi de Suadiyeli olan, Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı, İnşaat Yüksek Mühendisi Orhan Göncüoğlu devreye girmiş ve bir alt geçit yapılmasına önayak olmuş. Fakat bu sıralarda Göncüoğlu tıp fakültesinde okuyan kızı Feride’yi kaybetmiş, bir kamyon Feride’nin ölümüne sebep olmuş. Geçit 1967-68 yıllarında yapılmış ve muhtar Hilmi Öztan da, Orhan Göncüoğlu’nun iznini alarak, Feride’nin anısını yaşatmak için, geçide onun isminin verilmesini sağlamış.
Suadiye Sanat Atölyeleri’ni anlatmaktı niyetim, ancak Suadiye Camii’ni ve Feride Geçidi’ni anlatmasam olmazdı.

Bu tarihi çarşıda eskiden ayakkabıcı, imam evi , marangoz atölyeleri ve demirciler varmış, mahalle ve çevre sakinlerinin işlerini yapıyorlarmış. Hatta Suadiye kitabının yazarı Cüneyt Altunç çocukluğunda kendi çizdiği bir kütüphaneyi buradaki bir marangoza yaptırdığını anlatıyor.
Şimdi adım adım sokakta ilerlerken karşıma çıkan dükkanlardan bahsetmek istiyorum 😊

1 No.lu dükkan Eski Çarşı Kitap Kafe, Kemal Aktan
Son yıllarda kahvemizi içerken kitap okuduğumuz ve hatta okuduğumuz kitap hakkında sohbet toplantılarına katıldığımız ve hatta hatta kitabın yazarıyla tanışıp kitabını imzalatabildiğimiz son derece keyifli kitap cafelere sıkça rastlar olduk. Peki şimdi bir cafe düşünelim, çocukların düşünme, sorgulama, neden-sonuç ilişkisini kurma, dinleme, tartışma ve yeni fikirler üretmesini sağlayan bir felsefe eğitimi programı düzenlesin. Kulağa şahane geliyor, değil mi.
Bunun yanında, çocukların temaları yaşayarak, canlandırarak ve oynayarak deneyimlemelerini sağlayan bir yaratıcı drama eğitimi atölyesi olsun.
Buna bir de hayatın ritmini, çalarak ve oynayarak neşeyle hissedebilecekleri bir perküsyon atölyesi ekleyelim.
Ve yine çocuklar için arkeoloji, sanat tarihi ve fotoğraf atölyeleri…


İşte karşınızda Eski Çarşı Kitap Kafe !
Sahibi Kemal Aktan...
Hazırladıkları ürünlerde yöresel lezzetlerin kalitesine çok önem veriliyor, kömbeler Antakya’dan, peynirler Dersim’deki kendi imalathanelerinden geliyor…
Yöresel ürünler dışındaki tüm ürünleri de kendileri hazırlıyorlar.

Instagram: eskicarsikitapkafe
http://kadikoygezgini.com/konumlar/eski-carsi-kitap-kafe/


2 No.lu dükkan Don Kişot Sanat Atölyesi, Mesut Eren
Kendi sözleriyle: “Amacımız hayaline susadığımız eşitlikçi özgür bir dünyayı şimdiden rengarenk
boyamaya başlamak ve çocuklarımıza miras bırakmak. Toplumu ve yaşamı estetize etmenin önemli yollarından biri de sanatsal faaliyetlere katılım ve üretimdir. Donkişot Sanat Atölyesi yel değirmenlerine karşı böyle bir ortamın yaratılmasını amaçlar.” diye anlatıyor, Don Kişot Sanat Atölyesi kendini.
Ressam Mesut Eren yürütücülüğündeki DonKişot Sanat Atölyesi, yıllardır Kadıköy Akmar Pasajı’nın karşısında bulunan yeri ile beraber, Suadiye Sanat Sokağı’nda da faaliyetlerini sürdürüyor. Atölye sadece çocuklara değil, her yaş grubundan insanlara açık. Temel çizim çalışmalarının ardından, kişiye özel olarak uygulamalı resim teknikleri gösteriliyor ve özgün renkli kompozisyonlara geçiliyor.
Atölyede ayrıca ünlü ressamların özgün ve çoğaltım resimlerinden oluşan bir de galeri koleksiyonu var.
Mesut Bey’in asistanı Mehmet Kartal ile sohbet ederken bir yandan da duvarlardaki resimlere bakıyordum. O sırada Mehmet Bey dikkatimi bir resme çekti ve Balaban, dedi… Onun bu ressamın ismini söylemesiyle karşımda bambaşka bir hikaye açıldı.


Ressam İbrahim Balaban’ın hikayesini ayrıca anlatacağım diyerek bir sonraki dükkana geçmek istiyorum.

http://www.donkisotsanat.com/
Instagram: donkisotsanat

3 No.lu dükkan Düş Yolcusu Sanat Durağı, Mehmet Kına
“… bütün gördüğümüz ve göründüğümüz de, düş içinde düş müdür sadece? “ diye sorar Edgar Allan Poe şiirinde…
“…hayat bir düştür, uyanmak bizi öldürür."  der Virginia Woolf, Orlando adlı eserinde.
“Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız." der Shakespeare, Fırtına adlı eserinde...
Bir Tao hikayesindeyse şöyle anlatılır: "Chuang Tzu rüyasında bir kelebek olduğunu görür. Uyandığında ise kendisinin, rüyasında kelebek olduğunu gören Chuang Tzu mu yoksa rüyasında Chuang Tzu olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna karar veremez"

Yaşam denen bir rüyada yolcu muyuz acaba hepimiz?
Rüyada olduğumuzun farkına vardığımız kadar hakkını veriyoruz belki de yaşamın...
Verdiğimiz kısa molalarda karşılaştığımız diğer yolcularla deneyimlediklerimiz bizlere yön veriyor, kimbilir...
Bana sorarsanız, bu molaların verildiği en güzel duraklar, hep sanata dair olanlar...
Düş Yolcusu Sanat Durağı'nda yıllardır sanatçıların ve sanatseverlerin yolları kesişmiş...
Hayatı, düşleri ve yolculuk deneyimlerini paylaşmışlar...
"Toplum duygularını ifade etmekte güçlük çeker, sanatçı bunu ifade etmeye aracı olur." diyor mozaik sanatçısı Mehmet Kına, kendi yolculuğundan bahsederken...
İnsanın ilk 6 yılında algıladıkları tüm hayatını belirler... Hayatı boyunca dünyayı hangi değerlerle tartacağı bu yıllarda oluşur... Sanat, bu dönemde kişinin değerlerine önemli ölçüde etki eder... Mehmet Kına'nın mozaik sanatına gönül vermesinde de bu etkiyi görüyoruz, Antakya'da doğup büyümüş bir çocuk olarak, mozaiğe duyarlı olması tesadüf değil...
2010 senesinde Caddebostan Kültür Merkezi'nde yolcuları karşılamış Sanat Durağı ilk olarak, daha sonra Çiftehavuzlar'da ve şimdi de burada Sanat Sokağı'nda...
Çarşamba ve cumartesi günleri kurs çalışmalarının olduğu mekanda, çeşitli sanatçıların ve özellikle Maltepe Ressamları'nın eserleri yer alıyor. Aynı zamanda sanat malzemeleri satın almak da mümkün...

Instagram: dusyolcususanatduragi

Suadiye Sanat Sokağı'nda gezeceğimiz 6 atölye daha var...
Onları da bir sonraki bölümde paylaşacağım...


Bu arada yukarıda Feride Geçidi ile bilgileri aktarırken başvurduğum kitabı özellikle önermek isterim.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Edebiyat Yönetmenliği, Heyamola Yayınları'yla işbirliği yaparak, 'İstanbulum' projesini gerçekleştirmiş. Bu projede 40 yazar, İstanbul'un 40 semtini, kendi özgün bakış açılarıyla anlatıyorlar.
Suadiye Suadiye adlı kitabın yazarı Cüneyt Altunç...
Küçük yaşlarından itibaren yaşadığı Suadiye semtini, ailesinin öyküsü ile harmanlayarak, hem o dönemin fotoğraflarıyla dünü, hem de kendi çektiği fotoğraflarıyla bugünü, son derece keyifli bir üslupla anlatıyor.







   Let love rule...




2 yorum:

  1. Ellerinize,kaleminize sağlık sokagimizi çok güzel yorumlamissiniz.
    Teşekkürler
    Gamze Haberal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gamze Hanım çok teşekkür ediyorum, beğenmeniz beni sevindirdi. Bugün de sizin atölyeleri paylaşacağım :)

      Sil