2015 ekiminde Feneryolu Halk Eğitim Merkezi'nin kapısından
girdiğim gün ile bugün arasında hayatımda çok ilginç olaylar oldu.
Nihan Büyüksezer |
Bu yıl ahşap baskı kursunda tanıştığım arkadaşım Kumru Alpata, bana
kendi ebru hocasının çok ilginç bir sergi açtığından bahsetti. Birlikte sergiye
giderken bahsettiği kişinin Feneryolu halk eğitim merkezinin ebru hocası
olduğunu anladım, yani Nihan Büyüksezer. Sergide gördüğüm çalışmalar ise
ebrudan çok farklı, daha doğrusu ebrunun çok ötesinde eserlerdi. Sergideki bu
rengarenk dünyayı Nihan Hoca ile birlikte gezerek bilgi edinme şansını bulduğum
için çok mutluyum.
Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı
bilinmemekle beraber bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu
düşünülmekte. Bazı İran kaynaklarında Hindistan'da ortaya çıktığı belirtilirken, bazı kaynaklara göre de Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla
Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru "Türk kağıdı" ya da "mermer
kağıt" olarak adlandırılmaktadır.
Çağatayca Ebre: hareli, dalgalı ve damarlı kumaş, cüz ve defter kabı yapmak için
kullanılan renkli kağıt.
Farsça Ebr, Ebri: bulutumsu, bulut gibi
Farsça Ebru : kaş
Farsça Ab-ru: sıfat tamlaması, su yüzü
Ebru... Küçücük bir teknede duran suyun içinde, minicik damlacıkların kimi zaman iç içe geçerek, kimi zaman birbirlerine dolanarak oluşturdukları inişler, çıkışlar, helezonlar, patlamalar, yıldızlar, derinlikler...
Burgazada öğretmen evinden... |
Osmanlı Kadını |
Bodrum Cennet Koyu |
Bodrum Mandalina Bahçesi |
Fakat zahmet bununla bitmiyor.
Ebruda kullanılan boyaların içine katıldığında, boyaların su yüzeyinde dairesel şekilde açılarak dibe batmasını ve boyaların birbirlerine karışmasını engelleyen bir madde var, öd... Genellikle sığır ödü kullanılıyor, safrakesesinin içinde bulunuyor. Elde edilmesi ve suya hangi oranda katılacağı da ayrı bir konu.
Çingene |
Bu boyalar genişçe bir mermer üzerinde suyla karıştırılarak
çamur haline getirilir ve mermerden yapılmış, üzerinde tutma yeri olan ve alt
kısmı oval olarak şekillendirilmiş desteseng (el taşı) ile sabırla ve ağır ağır
ezilir. Bu işlem boyanın rengine göre yaklaşık 3-4 saat boyunca sekizler
çizilerek
gerçekleştirilir. Boya su ilavesiyle daima merhem kıvamında tutulur. Bu kadar işlemin sonucunda, boyaların yeterince ezilip ezilmediği ancak teknede anlaşılır. Yani ebru teknesi için bir nevi "er meydanı" diyebiliriz.
gerçekleştirilir. Boya su ilavesiyle daima merhem kıvamında tutulur. Bu kadar işlemin sonucunda, boyaların yeterince ezilip ezilmediği ancak teknede anlaşılır. Yani ebru teknesi için bir nevi "er meydanı" diyebiliriz.
Ebrucu tecrübe ile hangi boyayı ne kadar ezmesi gerektiğini öğrenir. Desteseng ve üzerinde ezme işleminin yapıldığı mermer aynı sertlikte olmalıdır. Aksi taktirde birbirlerini aşındırırlar ve boyanın içine mermer tozları karışır.
Sonuç olarak boyaların ezilmesi ve terbiyesi, usulüne uygun olarak, sabır ve emekle gerçekleştirilmelidir.
Bu boyalar, içinde ebru suyu bulunan tekneye, kıl fırçalarla serpiliyor. Bu fırçalar at kılından... Ancak herhangi bir at olmaz, yaşlı erkek atların kuyruk kılından olması gerekiyor. At kılı tercih edilmesinin nedeni gözenekleri nedeniyle boyaların fırçadan bir vuruşta dökülmemesidir. Böylece tüm yüzeye eşit büyüklükte ve miktarda boya dökülebilir ve tabanı oluşturur.
Begonviller |
İşte tüm bu hazırlık aşamalarından sonra teknede oluşup kağıda geçen ebruda bizler güller, laleler, sümbüller, bülbüller görüyoruz.
Oysa battal, gelgit, bülbül yuvası, şal, taraklı, hatip ve çiçek ebrusu olarak adlandırılan pek çok desen tekniği var ve bir ebruzen bu teknikleri kendi yorumuyla, renksiz,
saydam olan yüzeyde, renklerle nice güzellikler ortaya çıkarır.
Su yüzeyinde fırçadan damlayan çeşitli renkler, irili ufaklı, sık veya
aralıklı şekillerde düşerek yüzeyi farklılaştırır. Elindeki biz adı verilen sivri uçlu alet ile bir tekne suda adeta fırtınalar koparır.
Nihan Hoca'nın hocası olan Hikmet Barutçugil, ebrunun bir sanat terapisi olduğunu vurguluyor. “Ebru yaparken birkaç dakika içinde görüntüler ortaya çıkıyor. Bunlar hayali
zorluyor. Bu hız nedeniyle insanlar sıkıntıları ile bağlarını koparmış oluyor.
Bir arınma ve buna bağlı tedavi gerçekleşiyor. Razı olmayı, sabırlı olmayı
öğreniyorsunuz.” diyor.
Nihan Hoca'yı, usta bir ebruzen olmanın ötesine taşıyan unsur, yıllar içinde yapmış olduğu ebruları bambaşka bir şekilde kullanarak ortaya çıkardığı eserleri... Çeşitli tekniklerle yapılan ebrular ile kolaj yaparak tablolar oluşturuyor.
Balzac'ın sözü vardır, "Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir." Adeta bu sözü uygulayarak, tabiatı ebrularla bambaşka bir şekilde ifade ediyor.
Büyük Kulüp'teki sergisinde bu tablolarına bakarken anlattıkları çok ilginçti. Ebru kağıtları içindekileri ifade etmeye aracı oluyor, kağıdın kendi özelliğinden kaynaklanan o kıpırtı, yapacağı tabloda gereken yerlere oturan renklerle esere boyut ve canlılık katıyor.
"Ebru yap yap, kağıt kağıt kağıt, nereye kadar ??? Bak işte buraya kadar."
Burgaz Ada'daki öğretmen evinin manzarasından, Datça'daki kuğulara... Bodrum'daki evinin bahçesinden, mutfağından, Abant Gölü nilüferlerine ve hatta kuzeni Doktor Bedri Aydemir'in o kırmızı kravatlı resmine kadar, yaşayan, gözle görülebilen herşeye ebruyu kullanarak yeni bir anlam veriyor. Fotoğrafını çektikten bir süre sonra yıkılan o begonvilli evin hatırası, şimdi Nihan Hoca'nın resminde yaşıyor.
Taksiyarhis Kilisesi |
O dönemde fotoğrafını çektiği kilisenin görüntüsü gerçekten de resim gibi... Resim sanatı malzemeleri yerine önüne daha önceden yaptığı ebruları sermiş ve başlamış çalışmaya... Sadece renk uyumu değil, ebrudaki ton dalgalanmaları ve biz ile oluşturduğu hareleri de yerinde kullanarak bu tabloyu ortaya çıkarmış.
Bu arada eşi, Ayvalık'ta arazide dolaşarak bulduğu topraklardan renk pigmentlerini çıkarmış ve bunları ezerek boya yapmaya uygun hale getirmiş.
Sarmısak taşı ile oksit sarı, aşı boya ile kırmızı...
Bu dönemde 4 Ayvalık çalışması yapmış ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne hediye etmiş.
Cunda'daki hem şahsi çalışmalarını hem de halk eğitim merkezinde verdiği eğitimleri çok büyük bir keyifle anlatıyor.
Kolajlardaki ebru renk birleşim yerlerindeki geçişler öyle uyumlu ki...
Onun da sırrı iş bittikten sonra yapılanlar saklıymış. Yaptığı taşlama işlemi hem kağıdı parlatıyor, hem birbiriyle kaynaştırıyor, hem de ebrunun ömrünü uzatıyor.
Bakmayın işin sırrı dediğime, yaptığı işleri öyle bir açık yüreklilikle anlatıyor ki...
"Tıpkı ebru gibi, yaptığım kolaj çalışmaları da son derece özel, çünkü taklit edilmeleri mümkün değil, asla aynısı bir daha yapılamaz. Herbiri kendine özel."
Bu arada Amerika'daki Artavita isimli sanal sanat galerisinin düzenlediği ve 490 kişinin katıldığı yarışmada, Nihan Hoca 2015 yılında başvurduğu eseri ile ilk 100 mükemmel eser içinde yer almış. Oradaki yetkililer de ilk kez kolaj çalışması yapılmış ebru ile karşılaştıklarını bildirmişler.
Nihan Büyüksezer'in Caddebostan Büyük Kulüp'teki sergisini 28 Şubat 2017 salı gününe kadar gezebiliyoruz.
Nihan Hoca'nın şu sözlerine bütün kalbimle katılıyorum:
"Bu sert ve karanlık günlerin, ebrunun o güzelim renk ve kıpırtısı ile aydınlanmasını dilerim."
♥
Let love rule...
https://www.facebook.com/Artnihan/
https://artavita.com/artists/652-nihan
Sevgili İrem, bloğunu yeni takip etmeye başladım harikasın başarılar diliyorum. Müge Karataş
YanıtlaSilMügecim çok teşekkür ediyorum, paylaştıkça mutlu oluyor insan 😊
Sil