Bu Blogda Ara

25 Mart 2012 Pazar

Balonlar


Müzik dinlemeyi seviyorum.
Kendimi müzikle ifade etmeyi seviyorum.
Müziğin insanın ruh halini etkilediğini düşünüyorum.
Farklı tarzdaki müziklerin insanda farklı duyguları,düşünceleri, ruh hallerini aktive ettiğini düşünüyorum.
Bununla ilgisi var mı bilmiyorum, ama üzgün, yorgun, keyifsiz zamanlarımda bile, üzgün şarkılar dinlemeyi tercih etmiyorum.
Üzgünden kastım yavaş tempolu şarkılar değil elbette.
Gayet sakin, telaşsız, ama duyguları son derece samimi ve
üzmeden anlatan müthiş şarkılar var.
Ya da tam tersi, çok güçlü bir müzikle, son derece hüzünlü şeyler anlatan şarkılar...

İlk gruba giren bir şarkı bir süre önce bir sabah buldu beni...
Aslında yıllardır bildiğim bir şarkıydı.
Dikkatimi çekmesinin sebebi, daha sonra gördüğüm bir resimle
arasında kurulan bağlantı oldu.


Brenda Russell, Amerikalı bir şarkıcı…
Stockholm’de bir çatı katında kalırken pencereden
şehrin üzerinde süzülen sıcak hava balonlarını görüyor.
Bu ona, bir insana ulaşmanın kaç çeşit yolu olduğunu düşündürüyor.
Hatta şarkıda geçen “büyük bir balonla da olabilir, ama bir an önce yapsan iyi olur” satırlarında o an'a gönderme yapıyor.
O dönemde bağlı olduğu müzik pazarlama firması, onu daha çok dans şarkıcısı olarak gördüğü için  Russell bu tarz bir şarkının ilgilerini çekmeyeceğini düşünüyor.

Fakat şarkıyı bir yere not ya da kayıt etmediği halde, ertesi sabah hala aklında olmasının çok özel bir durum olduğunu fark ediyor (iyi ki :)
Bu duyguyu “Sanki biri bana birşeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi.” diyerek ifade ediyor.
1988 yılında çıkardığı albüm bu şarkının ismini taşıyor. Ancak albümdeki "piano in the dark" adlı şarkı daha çok tanınıyor.


Bir başka Amerikalı soul ve jazz şarkıcısı Oleta Adams, Stockholm’de bir plakçıda bu şarkıyı duyuyor ve son derece etkileniyor, 1990 yılı Circle of One albümünde kaydediyor.

Şarkı ’91 yılı ilkbaharında Billboard Hot 100’de ilk 10’a giriyor.

Şarkıyı hem bestecisinin hem de Oleta Adams'ın yorumuyla paylaşıyorum. Benim tercihim birazcık ikinci yorumdan yana. İnsan kendi yazmadığı bir şarkıyı ancak bu kadar kendini katarak söyleyebilir. Belki okurken dinlemek istersiniz...


Gökyüzünde gezen bir balonla başlayan bu hikaye çok hoşuma gitti. Şarkıyı zaten çok severdim.

Aynı gün öğleden sonra Nişantaşı Galeri Linart'ta bir karma sergide gördüğüm bir resimle şarkı bütünleşti. 
Serkan Küçüközcü... Eskişehirli genç bir ressam, Galeri Linart'ın sanatçılarından kendisi. Diğer başka resimlerinin yanında bu harika bir sürpriz oldu.

Get here... Şarkının sözleri şöyle...

You can reach me by railway, you can reach me by trailway
You can reach me on an airplane, you can reach me with your mind
You can reach me by caravan, cross the desert like an Arab man
I don't care how you get here, just - get here if you can

You can reach me by sail boat, climb a tree and swing rope to rope
Take a sled and slide down the slope, into these arms of mine
You can jump on a speedy colt, cross the border in a blaze of hope
I don't care how you get here, just - get here if you can

There are hills and mountains between us
Always something to get over
If I had my way, surely you would be closer
I need you closer

You can windsurf into my life, take me up on a carpet ride
You can make it in a big balloon, but you better make it soon
You can reach me by caravan, cross the desert like an Arab man
I don't care how you get here, just - get here if you can
I don't care how you get here, just - get here if you can 

Özetle şöyle diyor... 
Bana, trenle, otobüsle, uçakla ulaşabilirsin, 
ya da düşüncelerinle...
Bana karavanla, çölleri aşarak, yelkenliyle, 
Bir ağaca tırmanıp ipten ipe atlayarak...
Bir kızak alıp yokuş aşağı kollarıma doğru kayarak
Hızlı bir ata binerek ulaşabilirsin, 
Hayatıma rüzgar sörfü yapabilirsin, bir uçan halıya atlayabilirsin...
Ya da büyük bir balona binebilirsin, 
ama bir an önce yapsan iyi olur...
Buraya nasıl geldiğin umurumda değil...
Ama eğer gelebiliyorsan hemen gel...     
Aramızda tepeler ve dağlar var...
Hep aşılması gereken bir şeyler...
Eğer bir yolum olsaydı, eminim daha yakın olurdun...
Yakınımda olmana ihtiyacım var...
Nasıl geldiğin umurumda değil...
Ama eğer gelebiliyorsan hemen gel...


Bu şarkı Brenda Russell'a bir sıcak hava balonuyla ulaşmış... Ondan da bir plakçıda Oleta Adams'a... Ve sonra da bizlere... Bir küçük şarkı neler neler taşımış... 
Sadece insanların, aşkların değil... düşüncelerin, umutların, hayallerin, sevinçlerin, gülüşlerin birbirine kavuşması için... uzakların yakın olması için... insanlığın ortak paydada buluşması için ne kadar çok yol var aslında... Pencerenin aralık olması bile yeter belki... 



Let love rule







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder